Jason’ın uçak dışarıdan gelen büyük bir gürültüyle sarsılınca birdenbire döndü. Şüphelenerek, daha yeni havalandığını göz önünde bulundurarak bu beklenmedik sese bir mana vermeye çalıştı. Bir kabin görevlisi süratle kokpite girdiğinde Jason’ın kalbi süratle çarpmaya başladı ve neler olma ihtimalini düşündü.Telaşla yardımcı pilotuna baktı, yüzünde kaygılı bir ifade vardı, zira ürkütücü bir kuş bulutu onları kovalıyor ve uçağı devamlı gagalıyor gibi görünüyordu. Israrları aslında hayret vericiydi.Jason kuşları uzaklaştırmaya çalıştı, motorlardan birine çarpmak bile onları tehlikeye atabileceğinden çok dikkatli davranıyordu. Kuşların çevresinde manevralar yaparak uçakta sükûneti sağlarken ve güvenilir uçuşlarını temin eder iken kalbi süratle çarpıyordu. Bunun bir ölüm kalım sorunu olduğunu biliyordu – uçağa çarpan rastgele bir kuşun bütün uçağın düşmesine niçin olma potansiyeli vardı..